Uyku Sebebiyle Abdest Almak, Uyuklama Ve Hafif Uykudan Dolayı Abdesti Gerekli Görmemek - Dualar Ve Sureler

Uyku Sebebiyle Abdest Almak, Uyuklama Ve Hafif Uykudan Dolayı Abdesti Gerekli Görmemek

Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn.

"Fethu'l-Bari" (Sahih-i Buhari Şerhi)
   
4. BÖLÜM ABDEST

53. Uyku Sebebiyle Abdest Almak, Uyuklama Ve Hafif Uykudan Dolayı Abdesti Gerekli Görmemek

212- Âişe 
(radıyallahu anha) Resûlullah'ın (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini söylemiştir:

"Sizden birinizin namaz kılarken uykusu gelirse, uykusu geçinceye kadar uyusun. Sizden biriniz uykulu olarak namaz kıldığında ne yaptı­ğını bilmez, istiğfar ettiğini zannederken kendisine söver (de haberi olmaz)".

Açıklama

"Uyku abdesti doğrudan bozan bir durumdur" diyen ve uyku ile uyuklamayı eşit kabul edenler, uyuklamadan dolayı da abdesti gerekli görürler.

Müslim Sahih'inde îbn Abbas'ın 
(radıyallahu anh) Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) İle birlikte gece namazı kılması olayını anlatırken İbn Abbas'tan şunu rivayet etmiştir: "Uyukladığımda Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (hafifçe) kulak yumuşağımdan tutuyordu". Bu, tamamen uykuya dalmayan kişinin abdest almasının gerekli olmadığını gösterir.

İbnü'l-Münzir, İbn Abbas'ın 
(radıyallahu anh) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir defa uyuklayan hariç her uyuyan kişiye abdest gerekli olur."

Nesâî, Eyyûb ve Hişâm yoluyla "namazdan çıksın" şeklinde rivayet etmiştir. Bu, namazda selam vermek anlamına gelir. Mühelleb bu ifadeden ilk anda anlaşılan anlamı esas alarak "uykunun bastırması durumunda namazı yarıda kes­meyi" emretmiştir. Bu, bundan az olan uykunun bağışlandığını gösterir. Hafif uykunun abdesti bozmadığında âlimler icma etmiştir. Müzeni ise muhalif görüş belirterek uykunun hafifi de ağırı da abdesti bozar, demiştir.

İbnü'l-Münzir ve diğer bazı hadisçiler, sahabe ve tabiinin bir kısmından, uy­kunun azının ve çoğunun abdesti bozduğu görüşünü rivayet etmişlerdir. Bu; Ebû Ubeyd ve İshak îbn Râhuye'nin de görüşüdür. İbnü'l-Münzir şöyle demiştir: "Safvan İbn Assâl hadisinin -ki İbn Huzeyme ve başka hadisçiler bu hadisi sahih görmüştür- genel ifadesi sebebiyle ben de bu görüşü kabul ediyorum. Bu hadis, "ancak dışkı, idrar veya uykudan dolayı..." ifadesi yer almaktadır. Hadiste ağır uyku ile hafif uykuyu hüküm bakımından birbirine eşit tutmuştur. Az ve çok uykudan kasıt, uyuma zamanının uzun ve kısa olmasıdır.

el-Mühezzeb de şöyle denilmiştir: Şayet kişinin abdest bozma yeri yani mak'adı yere yapışık olduğu halde otururken uyursa, abdestinin bozulmayacağı açık olarak belirtilmiştir. Buveytî ise "bozulur" demiştir. Buveytî'nin bu konudaki görüşünün açık olmadığı gerekçesi İle buna itiraz edilmiştir. Çünkü Buveytî şöyle demiştir: "Kişi oturarak veya ayakta uyur ve rüya görürse abdest alması gerekir." Nevevî "bu ifade tevile açıktır" demiştir.
[Bu meselede doğru şudur: Uyku abdesti bozma ihtimalinin söz konusu olduğu bir durumdur. Uyuklama ve az uyuma ile abdest bozulmaz. İnsanın bilincini tamamen kaldıracak şekilde uyuma durumunda abdest bozulur. Böylece konu ile ilgili hadisler de birleştirilmiş olur. (Abdülaziz İbn Bâz)]

Hadisteki "kendisine söver" ifadesi kendisine beddua eder, anlamındadır. Yasağın gerekçesinin, bunun duaların kabul edildiği saate denk gelme korkusu­dur, İbn Ebû Cemre bu görüştedir. Bu, ihtiyatı esas almaktır. Çünkü o muhtemel bir şeyi gerekçe olarak belirlemiştir.

Hadiste ibadet için huşu ve kalp huzuru bulunması gerektiğine, 

Taatlerde mekruhlardan kaçınmaya,

Namazda, belirli bir dua ile sınırlı olmaksızın, dua etmenin caiz olduğuna delil vardır.

213- Enes Hz. Peygamber'in 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini belirtmiştir: "Sizden birisi namazda uyuklarsa, ne okuduğunu bilinceye kadar uyusun."

Açıklama


Mühelleb bunun gece namazı için söz konusu olduğunu söylemiştir. Çünkü farz namazlar uyku vaktinde kılınmamaktadır. Ayrıca bunu gerektirecek şekilde uzun da değildir. Daha önce belirttiğimiz gibi bu hadis bir sebebe dayalı olarak söylenmiş olmakla birlikte, bakılması gereken lafzın genel olmasıdır. Bu du­rumda böyle bir şey farz namazlarında olursa, vaktin yeterli olduğundan emin olunursa hadiste belirtildiği gibi amel edilir.

Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.

Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah-u Teala’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH azze ve celle BİLİR 

Yorum Gönder

0 Yorumlar